Adobe VS Apple

adobeApple ve Adobe savaşı gittikçe kızışmaya başladı. Bildiğiniz gibi Apple, Iphone ve Ipad cihazlarında Adobe Flash Player’in çalışmasına izin vermiyordu. Steve Jobs bu durumu “Flash Player bu gibi cihazlarda çok fazla işlem yükü harcıyor, uygulamalar yavaş çalışıyor ve bataryanın çabuk bitmesine neden oluyor” diyerek açıklamaktaydı. Fakat Adobe yıllardır Flash Player teknolojisini geliştirmekte ve özellikle mobil cihazlara özel gerekli tüm optimizasyonları yapmış durumdaydı. Flash Player 10.1 ile birlikte Adobe, Apple’a karşı kendi şovunu yapmaya başladı. Palm Pre, Google Nexus One ve Motorola Droid telefonlarında oldukça hızlı çalışan ve kullanıcı deneyimi üst seviyeye çıkarılmış olan flash player demosunu yayına aldı.
.
Adobe bununla da yetinmeyip “Adobe Flash CS5” ile birlikte Iphone ve Ipad’ler için cihaza özel doğal (native) uygulamalar geliştirilebileceğini açıkladı. Bu sayede “Objective-C” dilini öğrenmek istemeyen milyonlarca Flash geliştiricisi bir anda Apple’in inci tanelerine potansiyel uygulama geliştiricisi oldular. Şimdi zamanı burada durdurursak ve oluşan sahneye bir göz atarsak. Kazan, kazan, kazan stratejisinin her üç taraf içinde işlediği görüşü hakim olmaktadır. Adobe geliştirme yazılımlarını yeni bir mecra ile tanıştırmış olacak, flash uygulaması geliştiren yazılımcılar artık Iphone ve Ipad’e de yazılım geliştirebilecekler ve Apple bu cihazlar üzerinden koşan milyonlarca yeni uygulamayı “App Store” una ekleyecek ve satışı üzerinden gelir elde edecek. Zamanı oynatmaya devam edelim. Apple tarafı Adobe’un bu son atağından oldukça rahatsız oldu ve kendi cihazlarına başka yazılımlar tarafından kolay bir şekilde uygulama geliştirilmesini istemedi. Bu sebeple yakın zamanda piyasaya çıkacak olan son sürüm Iphone işletim sisteminin (IPhone 4.0) kullanıcı sözleşmesine “Geliştirilecek uygulamalar, ‘Objective-C, C, C++ veya Javascript’ ile yazılmalıdır ve SDK tarafından sağlanan API’leri kullanmalıdır” şeklinde bir maddeyi ekledi.
.
Apple açıkça kendi cihazları üzerinde kapalı bir ekosistem kurmaya devam ettiğini göstermektedir. Cihazın donanımından, işletim sistemine, üzerinde koşan uygulamaların satışından, uygulamalarda kullanılan içeriğe, uygulamalarda gösterilecek reklama (IAd) ve hatta uygulamaların kendi yazılımları tarafından geliştirilmesine kadar varan bir kapalı devreden bahsetmekteyim. Net bir şekilde Apple gün geçtikçe şeffaflaşan ve açık kaynağa geçen bir dünyada tersine hareket etmektedir. Milyonları peşinden sürükleyen bir şirket olmasından dolayı insanlığa bir tehdit olarak gördüğüm bu hareketin başlangıcını yapmaktadırlar. Böyle bir hareketin bilgi dünyası çağında; bir çok insanın adil, ucuz (bedava), kolay ve kaliteli şekilde bilgi açlıklarını gidermesini engelleyecektir.

 

Düşleyerek Ye! Yoksa yanarsın.

Zaman akıp giderken farkında olduğunu bildiğin fakat ne yapacağını bilemediğin anlar olacaktır. Ne yapacağını bilmeden, geleceğe yönelik en ufak bir beklenti içine girmeden, kendini akıntıya bırakmak senin için en iyisi olacaktır.  Zaman akarken sadece rüzgarın, suyun ve güneşin tadını almaya çalış.

İşte gerçekleşmesi küçük kıyamet habercisi olan alametler:

  • Ardıl sanrılar beyin hücrelerinin arasındaki iletişim kopukluğunu tüm şebekeye yayacak
  • Göz altlarında oluşan morlukların karaciğerinin görevini bıraktığının kanıtı olduğunu anlayacak
  • Önce bebekliğinin, sonra çocukluğunun ve nihayet gençliğinin bittiğine inanmak istemeyecek
  • Kaslarında biriken laktik asitlerin tamamımının artık vucudundan atılmadığını öğrenecek
  • Göbek deliğinde yıllarca biriktirdiğin pamuk parçalarını temizlemeye çalışacak
  • Hiç ses çıkarmayan boyun kıkırdaklarının günde bir kaç kere kırılma seslerine tanık olacak
  • Yazdığın sıralama algoritmasının çok daha fazla işlem gücü gerektirdiğini farkedecek
  • El ayalarında hayatının uzun olduğunu simgelediğine inandığın çizginin belirsizleşmeye başladığına tanıklık edecek
  • Yüzük falında çıkan iki çocuğun olacak yalanına olan inancını kaybetmeye başlayacak
  • Saçlarının arasından yırtık dondan fırlamış gibi ortaya çıkan beyaz telleri ört pas etmeye çalışacak
  • Sol ayağında bulunan serçe parmağının varlığından tırnak kesme seanslarında haberdar olacak
  • Eski kız/erkek arkadaşlarının soyadlarını kronolojik sırayla unuttuğunu farkedecek
  • Sevgilinle geçirdiğin zamanları bir görev bilinciyle tamamladığını farkedecek
  • Yapılacaklar listesi, takvim ve saat olmadan yarım bir insan olacağını anlayacak
  • En son ne zaman sadece içinden geldiği gibi hareket ettiğini, koşup, yuvarlanıp, zıpladığını hatırlamayacak
  • Önüne gelen ile yetinmenin içinde acıdan ziyade bir rahatlama yarattığını hissedecek
  • Ve nefesin, düşleyerek şekil vermeye çalıştığın cam hamurunun içinde sonsuza kadar hapsolacak.
 

Şahsi Manifesto

Baştan filmin sonunu açıklayım, tamamen kişisel bir bildiri olup, kendimle çelişkiye düştüğüm anlarda belleğimi tazeleme amacı güden bir yazıdır. Kimseye taş atma veya yönlendirme emeliyle kaleme alınmamıştır ki kişisel/toplumsal gelişim öğretilerinden nefret ederim.

  • Kaçma. Üstüne git. Boş korkulara kapılma.
  • Uygula. Kararını ver ve fazla sorgulama. Etkilenecek herkesten onay almayı bekleme.
  • Güven. Kişiliğinin arkasında dur.
  • Kabullen. Yanlışını apaçık gösterirlerse kabullen. Diklenme.
  • Kullandırtma. Yumuşak başlı olma. Marhametini (varsa) ayaklar altına aldırtma.
  • Az muhattap ol. İster çok dinle ister az dinle ama mutlaka az konuş.
  • Rahat ol. Fazla ciddiye ya da gayri ciddiye alma.
  • Söyleyeceklerini esirgeme. Emin ol herkes için en doğrusu bu olacaktır.
  • Olduğun gibi görün. Arkasından konuşma. Gözlere konuş. Üsluplu ama doğruca.
  • Hedeflerin olsun. Amaçların için çabala. Sadece kendinden onay al.
  • Harekete geç. Düşün, taşın, bekleme.
  • Durma. Aynı noktada kalma. Değiş, devin, evril, düş, kalk.
  • Serseri ol. Gül, eğlen, dalga geç, dans et, yaşa.
  • Anı yaşa. Geçmiş ve gelecekle uğraşarak zamanı öldürme.
  • Pişman olma. Eğrisiyle doğrusuyla her yaşanılanın arkasında dur. Sen deneyimlerinsin.
  • İşin aracın olsun. Amacın değil. Sadece iş yap, şahıslara takılma.
  • Peşinden gitme. Sen yolunda gitmeye devam et. Senle olmak isteyenler, peşine takılsın.
  • Bilincinde ol. Bir hiç olduğunun farkındalığında kal.
  • Unutma. Daim olan sensin. Yalnız doğdun yalnız öleceksin.

Ve kolumdaki bileklik, asıl görev senin. Seni her gördüğümde bana bu maddeleri hatırlatman gerekecek.

Hasan Toprakkaya | 30.Ağustos.2009.Pazar

 

Kariyergenç’in doğum evreleri

0. Ay (Haziran) – İlk tanışma

Sinan Kaplan ile birlikte dışardan aldığımız yazılım projeleri üzerinde çalışırken bir yandan da exoin projesine üzerine kafa patlatıyoruz. (Exoin projesi devam etmekle birlikte daha sonraki projelerimizin ana çekirdek yazılımını oluşturdu). Fakat hayalimizde gelir modeli belli, ayakları yere basan, yatırım desteği alabilecek bir projeyi hayata geçirmek var. Nurettin Özdoğan ile tanışmamızda tam bu dönemlere rastlıyor. İlk kez Burak Büyükdemir’in düzenlediği E-Fikrim yarışmasında onu tanıma şansımız olmuştu. Daha sonrasında ise yüzyüze tanıştık. Üçümüz karşılıklı hayallerimizi paylaştık. Düşüncelerimizin parelel olması belkide yola beraber çıkmamızı sağlayan en büyük itici kuvvet olmuştur.

1. Ay (Temmuz) – Fikrin beyne düşmesi

Nurettin’in E-fikrim yarışmasında birinci olmasını sağlayan fikir referans modelini dayalı bir kariyer sitesiydi. Yaptığımız araştırmalar sonucunda, yurtdışında referansa dayalı modelle başarıya ulaşmış bir örneğe rastlamadık. Araştırmalar sırasında farkettik ki kariyer siteleri nişleşmeye doğru gidiyor. Profesyonellere, üst düzey yöneticilere, sektörelere özel onlarca kariyer sitesi var. Ülkemizdeki genç nufusun potansiyelini de işin içine katınca uygulanabilir en iyi projenin gençlere yönelik bir kariyer platformunun hayata geçirilmesi olacağına karar verdik. Artık bebeğimizin cinsiyeti belli olmuştu. Fikir ise hızla bölünerek çoğalmaya ve büyümeye başlamıştı bile.

2. Ay (Ağustos) – İlk kalp atışları

Araştırma çalışmalarımıza ağırlık vermeye başladık. Araştırma konusunda çok büyük yeteneğe sahip olan Nurettin’in elde ettiği veriler ışığında iş planımızıda yazmaya başladık. İş planınında ciddi anlamda Türkiye’deki kariyer pazarının 2000 yılından bu yana gelmiş yllara göre istatistiklerini, bütçelerini, ulaştıkları kullanıcı ve müşteri sayılarını teker teker çıkardık. Aynı şekilde yurtdışında yapılmış üniversitede okuyan ve yeni mezunlara odaklı kariyer sitelerini detaylı olarak inceledik. Detaydan kastım sitelerini gezerek özelliklerini listelemek değil. Pazarlama stratejilerini, yatırım alıp almadıklarını, hangi şirketlerle çalıştıklarını, başlangıçtaki hedeflerini, geldikleri noktaları gibi detaylı bir analiz sürecine tabi tuttuk. Ayrıca Türkiye pazarındaki kariyer siteleri hakkında 50’ye yakın İnsan Kaynakları uzmanından detaylı görüşler alarak kapsamlı bir karşılaştırma tablosu oluşturduk. Bebeğimizin ilk kalp atışlarını zayıfta olsa duymaya başladık, yüzü, gözleri, kulakları yeni yeni görünmeye başlamıştı.

3. Ay (Eylül) – Kasların çalışmaya başlaması

İş planımızıda tamamladıktan sonra yatırım arama sürecine başladık. Türkiye’de internet sektörünün başarılı isimlerini ve bu alana yatırım yapabilecek potansiyel yatırımcıları belirleyerek ilk randevularımızı almaya başladık. Görüşmelerde projemizin çok iyi kurgulandığını, fikir olarak çok parlak olduğunun altını çizen yatırımcı adayları iş yatırım konusu geldiğinde doğal olarak çok daha sorgulayıcı oluyorlar. Bu nedenle her görüşmemizde projemizin eksik bir bacağını görererek ayrıldık. Bir sonraki potansiyel yatırımcıya çok daha hazırlıklı, eksiklerimizi tamamlayarak gittik. Fakat Türkiye’deki yatırımcıların risk alma seviyesi oldukça az. Nedenlerinin başında elbetteki girişimcilerin yaptıkları hatalarda vardır. Sütten ağzı yananlar yoğurdu üfleyerek yiyorlar.

4. Ay (Ekim) – Algılarının çalışır hale gelmesi

Potansiyel yatırımcılarla randevuları tamamlamamızın ardından bir hüsran yaşadık. Çünkü hiç kimse proje planınıza, fikrinize ya da o güzelim kaşınıza gözünüze yatırım yapmak istemiyordu. Haklıydılar tabiki de fakat bizde bir nebze olsun bizi heyecanlandıracak, bir patron gibi değilde bir yatırımcı gibi davranacak, yön gösterecek birine ihtiyaç duyuyorduk. Bu noktada kritik soruyu birbirimize sorduk. Bir bebeğin engelli doğmasındansa hiç doğmaması daha mı uygundur? Fakat yapamadık. Kalbi atmaya başlamış, hüznü, heyecanı, sevinci hissetmeye başlamış bir projenin katilleri olamazdık. İşte bu noktada filmin gidişatını sil baştan değiştirecek olan Sina Afra ile tanıştık. Tamamen iyi niyetle ve karşılıklı güvenle bize ihtiyacımız olan tüm ekipmanları ve ortamı temin ederek bebeğimizin gebeliğinin devam etmesini sağladı.

5. Ay (Kasım) – Düşük korkusunun atlatılması

Artık iştahımız düzelmiş, düşük korkusunu atlatmıştık. Sina Bey ve Akinon’un desteklerini almaya başladık. Asmalımescit’te Akinon ve Markafoni ile aynı ortamda bir ofisimiz oldu. Var gücümüzle sadece projeye odaklanmaya başladık. Amacımız ilk prototipi çıkararak elde tutulur bir sistem haline getirmekti. Yazılım çalışmalarına başlamadan önce projenin kapsam ve süreç dökümanını çıkardık. Proje planını tamamladık ve planlarımıza göre projeyi mart ayının son haftalarında yayına alabilir hale gelecektik. Projeye başlamanın verdiği heyecan ve uyumanın önemi yitirmesi sonucunda karın bölgelerimizde düzenli ağrılar oluşmaya başladı. Fakat bu ağrıların gelecekte doğacak bebeğimizin ufak sıkıntıları olduğunda hem fikirdik. Yazılım süreci devam ederken bir yandan da projenin diğer uzuvlarını netleştirmeye başladık. Üniversitelere yönelik bir proje yaptığımıza göre hedef kitlemizdeki insanlarında bu projede bizle birlikte olmaları gerektiğine karar verdik. Sadece iş ilan sitesi olmak istememizden dolayı içerik odaklı bölümlerimizinde olmasını istedik. Kariyergenc.tv, yazarlar ve makaleler bölümü bu şekilde ortaya çıktı. İnsan kaynakları yöneticileriyle ve internet sektöründeki deneyimli insanlarla da projemizi paylaşmaya ve onların fikirlerini değerlendirmeye başladık.

6. Ay (Aralık) – Tüm uzuvların seçilir hale gelmesi

İlk prototipin yazılımı tamamlandı, gerekli revizyon istekleri alındı ve tasarım aşaması resmen başlandı. Projenin en önemli yapı taşlarından birisi satış diğeri ise pazarlama idi. Kurucular olarak her ne kadar bu alanlarla uğraşmış olsakta profesyonel anlamda konuya çok hakim değildik. Tam bu dönemde Münteha Mangan ile yollarımız kesişti. Kendisine projemizi, hedeflerimizi anlattık. Daha ikinci görüşmemizde karşılıklı olarak el sıkıştık. Münteha Aralık sonu itibariyle Satış ve pazarlama departmanında çalışmaya başladı. Bu süreçte Betül Şekeroğlu’nu da satış bölümümüze dahil ederek satışımızı olabildiğince güçlendirdik. Tedarik sürecinde ise büyük organizasyonlara imza atmış Samet Ensar Sarı ile çalışmaya başladık. Bebeğin kalp kası bu andan itibaren güçlenmeye ve daha güçlü bir şekilde kan pompalamaya başladı.  Paralelinde belli üniversitelerdeki lider konumda olan gençleri araştırmaya başladık. Özellikle çevremizden birinci ya da ikinci dereceden tanıdığımız insanları ekibe dahil etmeye çalıştık. Bunun en büyük nedeni ekip içinde arkadaşlık ruhunu oluşturmaktı. Neticede Elif Akbez, Çağatay Dökümcü, Muharrem Enis Çiftçi, Recai Öğcem, Esra Nur Üçkol, Nazmiye Altındaş, Merve Kuzu, Emre Talay, Irmak Eyiceoğlu, Mutlu Şen, Harun Ünlüsoy, Ömer Faruk Damar ve Soner Nefşioğulları arkadaşlarımız bu dönemde ekibimize dahil oldular. Bebeğimizi besleyen kanalların sayısı hayli çoğalmıştı. 13 üniversitede okuyan birer arkadaşımızla birlikte toplam 19 kişilik efsane bir kadro kariyergenç için çalışmaya başladı.

7.AY (Ocak) – Yaşamsal fonksiyonların tamamlanması

Bir projenin var olması için yapacağı işbirlikleri hayati öneme sahip. Bu konu üzerinde de çeşitli gençlik siteleriyle irtibatlara başladık, öğrenci topluluklarını ve öğrenci kulüplerini kariyergenç’e dahil etmeye çalıştık. Aynı şekilde kurumsal tarafta da işbirliklerine gitmeye çalıştık. Satış ve pazarlama süreçleri için gerekli dökümantasyonlar hazırlanmaya devam ederken ekipteki arkadaşlarla belli konu başlıkları altında toplantılar yaptık. Kariyergenç’in el ve ayak izleri oluşmaya başladı. Kariyergenç’in içerisinde bulunan fikirlerin birçoğu bu toplantılar esnasında ortaya çıktı. Turuncu Kravat ve kariyer kahvesi gibi yaratıcı fikirlerin şekillenmeside bu toplantılarda gerçekleşti. Gençlerin şekillendirdiği bir proje dememizin en önemli kanıtıdır bu toplantılar. Bebeğin organları hızla yapı ve fonksiyon açısından dışarıda yaşamaya hazır hale geldi.

8.Ay (Şubat) – Gözlerin açılması ve kişiliğin oluşmaya başlaması

Üniversite ekibimizde yer alan 13 arkadaşımızın hepsi yerinde duramayan ve kendinden güdümlü gençler oldukları için kariyergenç’te üniversite dışında da mutlaka bir görevlerinin olması istediler. Bu dönemde herkesin ilgi alanına göre doğal bir görev tanımı belirdi. Kurumsal ilişkiler, öğrenci toplulukları, üniversite operasyonu, womm gibi alanlardaki görevleri üniversitedeki arkadaşlarımız üstlendiler. Tasarım sürecinin tamamlanmasının ardından yazılım ve tasarım bir araya getirildi ve ilk alfa versiyonumuz ekibimiz içinde yayına açıldı. Kariyergenç ilk defa gözlerini dış dünyaya açmış oldu. Kurumsal kimlik çalışmalarımız tamamlandı. Şirket kurulum aşamlarını da bu ay içerisinde tamamlayarak kurumsal bir yapıya kavuşmuş olduk. Bebeğimizin kişiliğinin oluşmaya başladığı dönemdir.

9.Ay (Mart) – Olgunlaşmanın tamamlanması

Kariyergenç’in hem gençler tarafında hemde şirketler tarafında prestiji yüksek bir konumda olması için oldukça titiz davrandık. Türkiye’de gençlere hitap eden ve onlar tarafından sevilen en büyük firmaları belirleyerek görüşmelere başladık. Açılışa çok az bir zaman kalmıştı ve ilk açıldığımızda kariyergenç’te büyük firmaların olması, istediğimiz algıyı yaratmak adına çok önemliydi. Kariyergenc.com bir internet projeside olsa iş bulma platformu olduğu için İşkur yönetmeliğine tabi. İşkur lisansı için gerekli başvuruyu da bu ay içerisinde yaptık. Yasin Eroğlu arkadaşımız da üniversite ekibimize katıldı. Alfa sürecinde karşılaştığımız hataları ve eksikleride bir yandan tamamalaya devam ettik. Diğer tüm alanlarda ise toplantılar, görüşmeler, dökümantasyonlar hiç hız kaybetmeden devam etti. Tüm organ sistemleri gelişim ve olgunlaşmasını tamamladı. Artık son rütuşları yapmaya başladık.

9.Ay 2.Hafta (13 Nisan) – Doğum

Bebeğimizin doğumuna yardımcı olacak kişiyi sonunda bulduk. Gizlilik anlaşmasından dolayı adını açıklayamayacağım yabancı bir melek yatırımcıdan yatırım desteği aldık. Artık yap-bozun tüm parçaları bir araya gelmişti. Sonunda beklenen gün geldi. Aylardır kapalı bir ortamda özenle büyüttüğümüz bebeğimizin doğum anı gelmişti. Büyük bir heyecanla gece yarısını bir geçe projemizi yayına aldık. O anda alnımdan akan bir damla ter bu uzun sürecinin aslında başlangıcına geldiğimizi müjdeliyordu. Evet daha yeni başlıyorduk. Elbette projeyi bu aşamaya getirmekte bir başarıydı ama bizim için asıl başarı bebeğimizin kendi ayakları üstünde durmasını ve yürüyebilmesini sağlamak olacaktır.

Aslında burda yazdıklarım işin sadece kaba bir özetiydi. Altında onlarca kişinin, binlerce saatlik emeği var. Anlatmak istediğim çok fazla konu vardı fakat bu kadar detaya girmek hem beni hem de sizi yorabilir. Atladığım önemli ayrıntılarda olmuş olabilir. Ekibimizde ki tüm arkadaşlara ve karşılık beklemeden bize inanarak katkıda bulunmuş herkese burdan teşekkür ediyorum.

İşte bebeğimizin ilk fotoğrafları

http://kariyergenc.com

 

Arttırılmış Gerçeklik

Yüksek lisans tezimin ana kategorisi olarak belirlediğimiz bir interaktif medya dalı. Aslında farklı disiplinleri içinde barındıran çok yenilikçi arayüzlerin ve arabirimlerin önünü açabilecek bir alan. Bu konu hakkında yaptığım araştırmamın bir bölümünü bu yazıda bulabilirsiniz.

Gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki ince çizgide gidip gelen bir teknoloji dalıdır.  Etkileşimin tamamı gerçek dünyada geçen “Arttırılmış Gerçeklik” (Augmented Reality – AR) te bazı fiziksel geri bildirimler sanal bir ortam kullanılarak iletilir. Genellikle giyilebilir ya da taşınabilir materyallerden oluşan teknoloji arabirimi çeşitli yöntemler ile gerçek dünya ile sanal dünyayı birbirine bağlar.

Yapılmış Çalışmalardan Örnekler

LifeClipper2
İsviçre’de bulunan “Applied Sciences Northwestern Switzerland” üniversitesindeki “Academy of Art and Design” bölümü tarafından geliştirilen bir projedir. 4 öğretim görevlisi ve 10’dan fazla şirket tarafından desteklenmektedir. Açık ortamlarda sanal dünya ile gerçek dünyayı birleştirmeye çalışmaktadır. GPS, hızölçer ve eğimölçer kullanarak giyilebilir bir bilgisayar tasarlanmıştır. Gerçek ortamdaki objeler resim işlemeden geçirildikten sonra bilgisayar tarafından anlık olarak istenilen kaplamalar ile giydirilmektedir. Aynı zamanda ortam sesleri de 3D olarak ayarlanabilmektedir.
http://www.lifeclipper.net/EN/team.html

resim1 resim2

MARS Project
“Mobile Augmented Reality Systems” –  “Columbia Universitesi Computer Graphics and User Interfaces” laboratuarında 1996 yılında başlanmış bu projede GPS ve eğim algılayıcıları kullanılarak kameradan alınan görüntü üzerine sanal görüntüler basılmaktadır. Bu proje kapsamında Sinem Güven ve S.Feiner tarafından “Authoring 3D Hypermedia for Wearable Augmented and Virtual Reality” adlı makalede yayınlanmıştır. Bu projede gerçek dünya içine sanal 3d ve 2d objeler yerleştirilmiştir. Bu obje yerleştirme işlemi geliştirilmiş olan özel bir uygulama tarafından kodlama bilgisine sahip olmayan insanlarında kullanabileceği bir düzeye indirgenmiştir.
http://graphics.cs.columbia.edu/projects/mars/mars.html

resim3 resim4

Accessible AR
Hitlabnz tarafından mobil AR üzerine geliştirilmiş bir proje. Özel bir barkot, mobil cihazlarda bulunan kamera ile görüntülenip işlenerek, barkodun üzerine 3d bir objenin görüntüsünü çizmektedir.
http://www.hitlabnz.org/wiki/Accessible_AR

Hit Labs 3D Beyond tomorrow spot

Mobilizy
Avusturya’da ufak bir yazılım firması tarafından google android mobil telefonları üzerine geliştirilmiş bir uygulamadır. GPS ve kameradan gelen görüntülerin işlenmesi yöntemi kullanılmıştır. Projenin amacı gerçek ortamda bulunan objelerin algılanması ve onlara ilintili bilgilerin telefon ekranında gösterilmesidir.
http://www.mobilizy.com

Sekai Camera
Iphone üzerine geliştirilmiş bir projedir. GPS’ den alınan konum bilgileri kullanılarak ortamdaki objelerin işaretlenir ve veritabanından gerekli bilgiler çekilerek kullanıcılara servis edilir. Kullanıcılar aynı zamanda bulundukları ortamlardaki obje ve konum ile ilgili yeni bilgileri (yazı, resim, video) sisteme yükleyebilirler.
http://tonchidot.com/Sekai_Camera.html

resim5

Enkin
Konum temelli bilgileri göstermek amacı ile tasarlanmıştır. GPS, eğimölçer algılayıcıları, resim işleme gibi birçok teknolojiyi kullanmıştır.
http://www.enkin.net/