Otuz’dan itibaren insanın yaşı 10 yılda bir güncelleniyormuş. O yüzden otuzuma tekrar girdim olarak görüyorum yeni yaşımı.
Dikkat: “Geçmiş yılda neler yaşadım ve otuz bir yaşından beklentilerim neler?” içermez!
Uyarıdan sonra kalan az sayıda okuyucuya söyleyeceğim fakat hemen akabinde unutmalarını tavsiye edeceğim sözlerim olacak.
- Başarı için acı çekmeyi sevmeyi öğrenmen gerekiyor. Zira uykusuz geçirmek zorunda kalacağın bir kaç günün sonunda söyleyeceğin bundan daha zorlu ve yoğun bir dönem olamaz dediğinde mutlaka daha zorlusu önüne geliyor. İşte bu zorluklar vazgeçmediğin sürece seni ileriye götütüyor.
- Akıl ve ruh sağlığına önem verenler girişimci olmasın. Akıl sağlığı yerinde olan girişimci bende şüphe uyandırıyor.
- Zaman ilerliyor. Zamanın azalıyor. Normal sürede ilk yarının sonlarına yaklaşıyorsun.
- Kaybediş korkusu artmaya devam ediyor.
- Çevresel baskılar seni olmak istediğinden ziyade oldurulmak istenilen kalıba sokmaya çalışıyor.
- Vereceğin kararların çok daha fazla etkisi ve tepkisi oluyor.
- Her şeyi arkada bırakıp başka bir paralelde yeniden başlama fantesizi diye bir karabasan bazı günler ensenize yapışıyor. Görmezden gelin.
- Nefes alış verişinizi dinleyin. Huzur kaynağı.
- Kararsızlık: En büyük düşman. Hayatın gidişatını değiştirmek istiyorsan karar ver. O an sana yanlış gelen kararlar bile uzun vadede şükrettiğin kararlara dönüşebiliyor.
Bir yaşın daha sonuna geldik.
Aynen böyle şeyler hissediyorum kendimdede yaşlanıyorumm :))
son cümle en güzeli anlık verdiğimiz kararlar bize yanlış gibi gelse de bazen en doğrusunun o olduğunu anlıyoruz